NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
الْأَنْبَارِيُّ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ عَنْ هِشَامِ
بْنِ سَعْدٍ
قَالَ
حَدَّثَنِي
يَزِيدُ بْنُ
نُعَيْمِ
بْنِ
هَزَّالٍ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ كَانَ
مَاعِزُ بْنُ
مَالِكٍ
يَتِيمًا فِي
حِجْرِ أَبِي
فَأَصَابَ
جَارِيَةً
مِنْ الْحَيِّ
فَقَالَ لَهُ
أَبِي ائْتِ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَأَخْبِرْهُ
بِمَا
صَنَعْتَ
لَعَلَّهُ يَسْتَغْفِرُ
لَكَ
وَإِنَّمَا
يُرِيدُ بِذَلِكَ
رَجَاءَ أَنْ
يَكُونَ لَهُ
مَخْرَجًا
فَأَتَاهُ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنِّي
زَنَيْتُ فَأَقِمْ
عَلَيَّ
كِتَابَ
اللَّهِ
فَأَعْرَضَ
عَنْهُ
فَعَادَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ اللَّهِ
إِنِّي
زَنَيْتُ
فَأَقِمْ
عَلَيَّ كِتَابَ
اللَّهِ
فَأَعْرَضَ
عَنْهُ
فَعَادَ
فَقَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنِّي
زَنَيْتُ
فَأَقِمْ عَلَيَّ
كِتَابَ
اللَّهِ
حَتَّى
قَالَهَا أَرْبَعَ
مِرَارٍ
قَالَ صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّكَ قَدْ
قُلْتَهَا أَرْبَعَ
مَرَّاتٍ
فَبِمَنْ
قَالَ
بِفُلَانَةٍ
فَقَالَ هَلْ
ضَاجَعْتَهَا
قَالَ نَعَمْ
قَالَ هَلْ بَاشَرْتَهَا
قَالَ نَعَمْ
قَالَ هَلْ
جَامَعْتَهَا
قَالَ نَعَمْ
قَالَ
فَأَمَرَ
بِهِ أَنْ
يُرْجَمَ
فَأُخْرِجَ
بِهِ إِلَى
الْحَرَّةِ
فَلَمَّا
رُجِمَ
فَوَجَدَ
مَسَّ الْحِجَارَةِ
جَزِعَ
فَخَرَجَ
يَشْتَدُّ فَلَقِيَهُ
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
أُنَيْسٍ وَقَدْ
عَجَزَ أَصْحَابُهُ
فَنَزَعَ
لَهُ
بِوَظِيفِ
بَعِيرٍ فَرَمَاهُ
بِهِ
فَقَتَلَهُ
ثُمَّ أَتَى
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَذَكَرَ
ذَلِكَ لَهُ
فَقَالَ
هَلَّا تَرَكْتُمُوهُ
لَعَلَّهُ
أَنْ يَتُوبَ
فَيَتُوبَ
اللَّهُ
عَلَيْهِ
Nuaym b. Hezzâl,
babasını (Hezzâl)'ın, şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Mâ'iz b. Mâlik babamın
yanında kalan bir yetimdi. Mahalleden bir Cariyeyle cinsî ilişki kurdu. Babam
kendisine:
"Rasulullah
(s.a.v.)'e git, yaptığını haber ver. Belki senin için (Allah'tan) bağış
diler" dedi. Bunu, Mâiz için bir çıkış yolu bulunur umuduyla istemişti.
Mâiz, Râsûlullah'a
gelip:
"Yâ Rasulullah! ben
zina ettim. Bana Allah'ın Kitabını (n hükmünü) uygula" dedi.
Rasulullah ondan yüz
çevirdi. Mâiz dönüp tekrar;
" Yâ Rasulullah!
Ben zina ettim. Bana Allah'ın kitabını (n hükmünü) uygula" dedi.
Rasulullah yine ondan
yüz çevirdi. Ama Mâiz tekrar dönüp:
"Yâ Rasûlullah !
Ben zina ettim. Bana Allah'ın Kitabını uygula dedi." Nihayet bunu dört kez
söyleyince, Rasulullah (s.a.v.):
"Sen bunu dört kez
söyledin. Kiminle zina ettin?" dedi. Mâiz:
" Falan
kadınla"
Onunla birlikte yattın
mı? -Evet
Derin onun derisine
değdi mi? -Evet
Onunla cinsel ilişkide
bulundun mu? -Evet
Bunun üzerine Rasulullah
(s.a.v.) recmedilmesini emretti.
Mâiz, Harre'ye götürüldü.
Recmedilip de (recmedilmeye başlanıp da) taşın acısını hissedince sabredemedi,
(recmedildiği yerden) çıkıp kaçtı. Arkadaşları yetişemediği halde Abdulah b.
Üneys yetişip, bir deve inciği aldı ona atıp Öldürdü. Sonra Rasulullah
(s.a.v.)'e geldi ve bunu kendisine haber verdi. Rasulullah (s.a.v.):
"Keşke
bıraksaydınız. Belki tevbe ederdi de, Allah tevbesini kabul ederdi"
buyurdu.
İzah:
Buhârî, hudûd; Müslim,
hudûd; Ahmed, V, 262, 265.
"İncik" diye
terceme ettiğimiz "vazîf' kelimesine Kâmus'da "atın veya devenin
topuğu ile dizi arasındaki kemik" denilmektedir. En-Nihaye'de ise devenin
ayağına vazîf denildiği bildirilmektedir.
İzah 4434 te.